Hakka suresini oku, dinle, takip et, hatim

Hakka suresinin mealini oku, dinle, takip et

HAKKA SURESİ (Resmi Mushaf : 69 / İniş Sırası : 78)

Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla…

1. el-Hakka / geleceği kuşkusuz olan şey!

2. Nedir o hakka?

3. O hakkanın niteliğini sana bildiren nedir?

4. Semud ve Ad, kaariayı / başa çarpan olayı yalanlamıştı.

5. Bunun üzerine Semud, bir doğal felaket ile helak edildi.

6. Ad ise gürleyen sesle gelen soğuk rüzgarlı bir fırtınayla mahvedildi.

7. Onu, onların üzerine yedi gece-sekiz gün hiç ara vermeden saldı. Topluluğu orada yerlere sürülmüş görürsün. İçleri boşaltılmış hurma kütükleri gibidirler.

8. Onlardan geri kalan birşey görüyor musun?

9. Firavun da ondan öncekiler de altı üstüne gelmiş kentlerde aynı hataya vücut verdiler.

10. Rablerinin resulüne isyan ettiler de O da onları, şiddeti arttıkça artan bir yakalayışla yakaladı.

11. Su azıp köpürdüğünde, biz sizi o akıp gidende taşıdık.

12. Ki onu size bir hatırlatıcı / düşündürücü yapalım ve kavrayabilen kulak kavrasın.

13. Sura bir üfleyişle üflendiğinde,

14. Yer ve dağlar yükletilip birbirine bir çarpılışla parça parça edildiğinde,

15. İşte o gün, olması gereken olmuştur.

16. Gök yarılmıştır. O gün o, lime lime sarkmıştır.

17. Melek de onun kenarlarındadır. Rabbinin arşını, o gün onların üstündeki sekiz taşır.

18. O gün arz olunursunuz; hiçbir saklınız gizli kalmaz.

19. Öz kitabı sağından verilen: “İşte kitabım, okuyun!” der.

20. “Kendi hesabıma kavuşacağımı sezmiştim zaten.”

21. Artık o, hoşnutluk veren bir yaşayış içindedir.

22. Yüksek bir bahçe içindedir.

23. Devşirilmesi kolaydır onun.

24. Geçmiş günlerde sunduklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyin, için.

25. Öz kitabı sol tarafından verilene gelince o şöyle der: “Ah ne olurdu bana kitabım verilmeseydi!”

26. “Hesabımın ne olduğunu hiç bilmemiş olsaydım.”

27. “Ah ne olurdu, iş bitmiş olsaydı!”

28. “Hiçbir işime yaramadı malım.”

29. “Sökülüp gitti benden saltanatım.”

30. “Tutun onu, derhal bağlayın onu.”

31. “Sonra cehenneme sallayın onu.”

32. “Sonra boyu yetmiş arşın olan bir zincirde yollayın onu.”

33. “Çünkü o, yüce Allah’a inanmıyordu.”

34. “Yoksulu doyurmaya özendirmiyordu.”

35. “Bugün onun için burada bir sıcak dost yoktur.”

36. “Yıkananların atık sularından başka yemek de yoktur.”

37. “Ki o atık suyu sadece günahkarlar yer.”

38. Hayır, sandıkları gibi değil! Yemin ederim gördüklerinize,

39. Ve görmediklerinize!

40. Ki o, çok soylu bir elçinin sözüdür.

41. Bir şairin sözü değildir o. Ne kadar da az inanıyorsunuz!

42. Bir kahinin sözü de değildir o. Ne kadar da az araştırıp düşünüyorsunuz!

43. Alemlerin Rabbi’nden bir indiriştir o.

44. Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi,

45. Andolsun ondan sağ elini koparırdık.

46. Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.

47. Sizin hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.

48. Gerçek şu ki o, sakınanlar için tam bir uyarıcı ve düşündürücüdür.

49. Ve biz, içinizden onu yalanlayanların bulunduğunu kesinlikle biliyoruz.

50. Ve o, küfre sapanlar için tam bir hasrettir.

51. Ve o, kesin bilginin tam gerçeğidir.

52. Hadi artık, yüce Rabbinin adını tespih et!